17 Eylül 2011 Cumartesi

İstanbul'da Bir Aydın - 2

-Elbette şimdi gidebiliriz ama İstanbul'u görmek istemez misiniz ? dedi
 Aslında zaman kaybetmek çok güzel birşeydir ama benim işimde değil diye düşündü Bay Kelam
-Hayır bir an önce el yazmalarını görmek istiyorum ve bunun için enstitü yolundan ibaret bir istanbul turunu tercih ederim dedi ve kaderine baktı ki,Harun da boyun eğmeye pek uysal bir durumda idi.
Enstitüye varmalarından sonra bölüm başkanının odasında 1 saatlik görüşme boyunca nezaket icabı dışarıda bekleyen Harun içimden okkalı küfürler savurdukça Bay Kelam aslında bu işe yaramaz görüşmenin işe yarabileceğine inanmaya başladı.
Bölüm başkanı bey elindeki belgeleri tam olan Bay Kelam'a
-Adınızı ilk defa duydum,belgeleri kontrol etmem gerekli dedi,Bak Kelam bunu da gereksiz kılacak bir belge uzattı Bölüm başkanına...
Yarım saat sonra bölüm başkanı istemesede 700 yıllık yazma eserin bir kopyasını cd'de Bay Kelam'a uzatıyordu ki
-Orijinalleri üzerinde inceleme yapma hakkına sahipim dedi Bak Kelam,Bölüm başkanı
-Haberim var,lütfen beni takip edin dedi.
Birlikte 3 kat yukarı çıktılar ve nadide eserlerin olduğu odaya parmak izi ile girdiler,kitabı eline alan Bay Kelam
-İşte en sonunda 700 yıl sonra yeniden karşıma çıktı ve bu sefer onu yenicem dedi içinden ve bildiği güzel bir şarkı saydığı Büyüyü söyleye başladı;
-Sabbooth Mabbooth Habbooth kristo destructo,coma hola gee,gele ve sabbooth rolaz de Habbooth dedi ve kitaba üfledi.

Hiç yorum yok: